google-site-verification=8PXa2XQsrWOv1yvQkbA71RfkAM0-ZS-Mr-eoWswhC2U
istanbul yaşam koçu 05321583555
kendiminlideriyim@hotmail.com
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (1)
06/04/2015
Hepimiz belli bir
süre sonra ebeveyn oluyoruz. Kendi ebeveynlerimizden aldığımız kişisel,
kültürel ve genetik miraslarla şekillenip yetişkin olana kadar bir kimliğe
bürünüyoruz. Bu kimlikle hayatımızı devam ettirip, bunu çocuklarımıza
yansıtarak, yeni neslimizi de belirlemiş oluyoruz. Bunu bir aile için değil,
bir milletin tüm aileleri olarak değerlendirirsek, bir milletin istikbalinin
ailelere bağlı olduğunu görebiliriz. Bir
çocuk anne-babasından gördüklerini, duyduklarını, ev içinde anne-babasının konuşma
şekillerini, annesinin ev hanımlığını,
babasının aile reisliğini ve daha birçok davranışları birleştirerek
kendisine örnek almaktadır. Bu sebeple çocuk yetiştirmek bir sanattır. Nasıl
bir ses sanatçısı şarkı söylemek için şan dersi alıyorsa, bir doktor altı sene
eğitim görüp doktor oluyorsa, bir mühendis dört sene okuyarak mühendis
oluyorsa, anne ve babalar da belli bir eğitim sürecinden geçmelidir. Ülkemizde henüz
bu tarz bir eğitim süreci olmadığından, en azından biz anne-babalar bu konuda
kendimizi yetiştirmek durumundayız. Çocuklar bizim geleceğimizdir. Onlara ne verirsek onu alırız. Yani bir düşünürün dediği gibi; “Çocuklar doğduklarında kil’e benzerler siz ne şekil verirseniz, çocuk o şekli alır.”Yapılan araştırmalar, anne ile çocuk arasındaki ilişkinin çocuğun gelişimi üzerindeki şu sonuçları ortaya koymaktadır.(Gardner, 1978) Doğumdan kısa bir süre sonra anne ve babadan ayrılıp yuvalara yerleştirilen bebeklerde gelişim bozuklukları gözlenmiştir. Bu bebekler sık sık hastalanmakta, boyları ve ağırlıkları yaşıtlarına göre çok geri kalmaktadır. Bu bebeklerde ölüm oranı yüksek olmaktadır. Bu çocukların eğer onlara anne-baba gibi sıcak ve yakın davranan bakıcıları yoksa gülmeyi unutmakta, ilgi ve uyarılara geç cevap vermekte, başı yastığa vurma, yerinde durmadan sallanma gibi alışkanlıklar geliştirmekte, geç yürüyüp geç konuşmaktadırlar. Yuvalarda her türlü ilgiden ve sevgiden yoksun olarak yetişen çocuklarda büyüdükleri zaman genellikle şu özellikler gözlenmiştir.(Yörükoğlu, 1978)
Bu açıklamalar
özellikle ilk yaş içindeki bebek ile ona bakan kimse arasında çok yakın bir
sevgi ilişkisinin önemini ortaya koymaktadır. Burada önemli olan yalnız anne
yoksunluğu değil, anne baba ve bebek arasındaki etkileşimin niteliğidir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
KADİR ABİ - 20/05/2015 |
“Ben de ayakkabımı boyatmak istiyorum” diye seslendim ayakkabı boyacısı olduğunu anladığım fiziksel engelli adama. Hızlı adımlarla geldi ve tezgahını kurmaya başladı. |
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET - 12/05/2015 |
Düşüncenin kendini yeniden üretme gücü vardır; insan zihni aralıksız olarak aynı düşünceye maruz kaldığında o düşünce zihni etkisine alır ve onunla bağlantılı diğer bütün düşünceler zihinde baş gösterir. |
AFGANİSTAN - 12/05/2015 |
Afganistan İslam Cumhuriyeti, Orta Asya’da yer alan denize sınırı olmayan bir ülke. |
AFGANİSTAN - 11/05/2015 |
Afganistan İslam Cumhuriyeti, Orta Asya'da yer alan denize sınırı olmayan bir ülke. |
SABOTAJCINIZI TANIYIN - 18/04/2015 |
Kendini sabotaj; bireye başarısızlığı dışsallaştırma, başarıyı ise içselleştirme olanağı sağlayan bir eylem veya performans ortamının seçilmesidir. |
NEDEN ÖNCE BEN - 06/04/2015 |
Bir şeyler üretin. Varlığınızın bir sebebi ve sonucu olsun. |
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (3) - 06/04/2015 |
Ödül ve Ceza |
ÇOCUĞUNUZUN GELECEĞİ ELİNİZDE (5) - 06/04/2015 |
ÇOCUĞUMUZU NASIL ÖVMELİYİZ |
DAHA İYİ BİR YAŞAM - 06/04/2015 |
Hem kendinize, hem de sorumlu olduğunuz kişiler ve çevrenize karşı daha iyi bir yaşam için yeni bir adım atın. |
Devamı |