google-site-verification=8PXa2XQsrWOv1yvQkbA71RfkAM0-ZS-Mr-eoWswhC2U
Üyelik Girişi
Site Haritası
Psikoloji Eğitim 0533-3738123
Aile Terapist, Cinsel Terapist 0505-7675885

Çocuk Psikologları 0544-7243650

Çocuk Pedagogları 0544-7243650

Bireysel ve Aile Terapisti



Hipnozla Kilo Verin 0533 373 8123
Uzman Psikolog Hakan ÖZBAYİS-0533 373 8123
dr.hakanozbayis@gmail.com
ERGENLİK YAPILANDIRMASI
24/08/2015

                                    

                                       ERGENLİK YAPILANDIRMASI

             Ergenlik dönemi, çocuğun kendi kimliğini bulma dönemidir. Çocuklar bir önceki dönemde uyumlu davranışlar sergileseler dahi, ergenlikte tepki ve davranışlarında görülen belirgin değişmeler, ebeveynlerini şaşırtabilir. Aile, her şeyin yoluna girdiğini sandığı bir dönemde, çocuğun birdenbire ortaya çıkan, nedensiz öfke patlamalarına, tedirginliklerine ve huysuzluklarına bir anlam veremeyebilirler. Evet, bu zamana, çocuğun kimlik karmaşası yaşadığı ve riskli davranışlar sergilediği, özerkleşme dönemi de denebilir.

          ‘’Bulüğ çağı, deliliğin bir şubesidir.’’ diyor Peygamber Efendimiz (s.a.v).

          ‘’Ergenlik döneminde, çocukların delilik halinin hem ruhsal hem de biyolojik sebepleri vardır.Bu dönemde, anne babaya bağımlı olan çocuk, ebeveynden güvenli bir şekilde ayrılması gerekmektedir. Çocuğun ailesi ile ilgili olan bir önceki evredeki bağlanma şekillerine göre, ergenlik dönemindeki özerklik safhası şekillenmiş oluyor. Çocuğun ebeveyni ile birlikteliği, ‘’Kaygılı Bağlanma’’ise , kendisine zarar verileceği veya kendi başına başarılı olamayacağı endişesinden dolayı, özerkleşme döneminde ailesinden çok zor ayrılabilir. Ebeveyni ile olan bağlantısı, ‘’Kaçıngan Bağlanma’’ise, hadiselere göre, kendi çıkarını da gözeterek, bir taraftan ailesine yaklaşırken, diğer taraftan ani kaçışlar sergiliyebiliyor. Ailesi ile olan ilişkisi, ‘’ Agresif Bağlanma’’ şeklinde ise, onlarla ve yakın çevresiyle sürekli kendini ispat edip, kabullendirircesine kavga halinde olabiliyor. Bağlılığı, ‘’Dezorganize Bağlanma’’ , ise dengesiz ve tutarsız davranışlar sergileyip, nerede ne zaman hareket edeceği belli olmayan bir birey haline bürünebiliyor. Geçmişte yaşamış olduğu durumlar ergeni, ailesi ve çevresiyle olan bağlanma sitillerini öğrenmeye sevk ediyor. Özellikle ergen bu beceriyi, yani bir taraftan anne babasını sevip, kendisini ailenin bir ferdi hissetmesi, diğer taraftan özerkliğini ispat edip, ailesini uzaktan sevebilme duygusunu geliştirmesi gerekiyor.’’

             Ergenlik, genel olarak on (10) yaşında başlayıp, yirmi dört (24) yaşına kadar devam edebilir. Bu dönemi, erken, orta ve geç ergenlik olarak üç safhada ele alabiliriz.

            On ve on iki (10-12) yaşları, ergenin erken ergenlik dönemidir. Bu dilimde, çocuk fiziksel ve cinsel yapısını kendi vücudunda tanımış olur. İlk olarak ergen,  bedeni ve kendisinde var olan kişisel rolüne karşı uzaklık hisseder. Bu yabancılaşma, onda tahammülsüzlükler ve hırçınlıklar ile birlikte, sebepsiz yere öfke nöbetlerinin ve sık ağlamaların geçirilmesine sebebiyet verecektir.

             On iki ve on sekiz (12-18) yaşları arası ergenliğin orta dönemidir. Süreçte, fiziksel büyümenin devam edip, fizyolojik değişimlere uyum sağlamanın yanında, özerkliğin ön plana çıktığı görülür. Bu yüzden ergen, anne babadan ayrı hareket etmek ve kararlarını kendi kendine vermek ister. Tabi ki, bireyin kendi kararlarını bir başına verebilmesi, özgüveninin ve özsaygısının gelişmesi ile alakalıdır. Ergenin bu gelişimi, ailesi ve yakın çevresinin desteğiyle gerçekleşebilecek bir olgudur.

              Ergenin özerklik yapısına uygun hareket etme, anne babanın tecrübe ve bilgisi ile de doğru orantılıdır. Çünkü,özerkliğin gelişimi, bir sonraki aşama olan kimlik oluşturma için önem arz etmektedir. Ergen, kimlik oluşturma aşamasında, ‘’Ben kimim?’’, ‘’Ben neyim?’’, ‘’Nereye yönelmeliyim?’’, ’’Niçin?’’ gibi sorular sorar. Çocukluktan itibaren kendisini ailenin bir ferdi olarak kabul eden birey, toplumdaki yeni yerini aramaya başlar. Tabi ki, böyle bir zamanda arkadaş gruplarının etkisi, anne babaya nazaran daha baskındır. Hele hele çocuğun fıtri yapısını çözememiş ve onun özerkliğini kısıtlayacak davranışları sergileyen ebeveynler, çocuğa, ‘’Oturma!’’, ‘’Kalkma!’’, ‘’Şunu bunu yapma!’’ derken, farkında olmadan ergeni kendilerinden uzaklaştırmış olurlar.Çünkü bu gibi söylemler, çocuğun özerkliğini ihlaldir.Yani böylesi bir süreçte, anne babanın nasihat veren konuşmaları dahi genci rahatsız edecektir. Ergen bu durumda, ‘’ Annem babam beni hala çocuk görüyor’’ deyip, özerklik yapısına aykırı olduğu için, ebeveyni ile bir çatışmanın içine girecektir. Normalde birey, hem aileden uzaklaşma ve kendi bireyselliğini ispatlama çabası içinde olup, aynı zamanda anne babanın sevgi ve desteğine ihtiyaç duyar. Bu çelişkili duygular içinde, başıboş hareket etme ve sorumlulukları arasında gider gelir. İşte bu kritik süreçte, hem ergen hem ebeveyn için hataların çok sık yapıldığı bir dönem olması hasebiyle, çoğu genç dimağın yetiştirilemeden yitirildiği görülebilecektir.

             Kimlik kaosunun yaşandığı, kırılgan bir dönem olan ergenlikte ergen, en geniş manasıyla cinsel, kültürel ve etnik kimliğinin profilini oluşturuyor. Bu minval üzere kendisini tanımlarken, ona rol model olarak ne sunulmuşsa, onu içselleştirip benimsiyor. Ebeveynini, evindeki şahsiyetleri seviyorsa, o kimlikleri içselleştiriyor. Eğer anne babayı sevmiyorsa veya onlara karşı sevginin yanında nefret ve öfkede varsa başka rol modellereyönelebiliyor. Ebeveynler, sıcak bir aile ortamı oluşturamadıkları zaman, çocuklarını rol model seçiminde dışarıda arayış içerisine sokmuş oluyorlar. Huzuru, sevgiyi, muhabbeti, hoşgörüyü evde bulamayan ergen, vicdanında duyduğu, sosyal çevrede gördüğü bu güzellikleri dışarıda aramaya başlıyor.

              Bunun için ebeveynlerin, ‘’Çocuğumuza yaklaşımımız nasıl olmalıdır?’’ sorusunun cevabını bulmaları gerekiyor. Biz Psikologlar olarak, bu sorunun cevabını, anne babanın ergenin fizyolojik yapısında aramakla başlayacağını söyleyebiliriz. Ergenlik dönemlerinin en önemli özelliklerinden biri de, gençlerde akıldan çok hislerin hakim ve baskın olmasıdır. Ergenin sağ beyni ile sol beyninin gelişmesi en çok ergenlik döneminde olur. Sol beyin analitik beyindir ve mantıksal kararları verir. Matematik, fen, muhakeme, analiz, lisan sol beyinde olur. Sağ beyin ise duygusal beyindir. Duygular, üç boyutlu düşünce, ritm, müzik, sanat sağ beynin işlevleri arasında yer alır. İşte, bu iki beynin ortasındaNasırsı cisim olan  Corpuscallosum denilen bir köprü vardır. Bu köprü, ergenlik döneminde olgunlaşır ve gelişir.İşte, sol beyin ile sağ beynin işlevleri arasındaki dengeyi kuran bu köprü, gelişme evresinde, ergenin hadiseler karşısında, çok sık bir şekilde deneme yanılma yöntemini uygulamasına sebebiyet verir. Mesela, ergen yapmak istediği bir aktiviteyi, duygularıyla hareket ederek hemen yapmak ister, fakat plansız programsız hareket edip, muhakeme yapmadığından, dengesiz davranışlar sergileyip, hata yapma riskini arttırabilir. Neticede ise bu durum, duygusal yıpranmalara sebebiyet verebilir.

              Oysaki ergen, yapacağı tüm işlerinde duygularının yanına, Latincede Rasyo kelimesinden gelen Oranı yani Aklıeklediğinde, dengeyi elde eder. Bu dengeye ulaşma hali, genelde geç ergenlik dediğimiz on sekiz ve yirmi dört (18-24) yaşları arasındaki döneme denk gelir. Normal olarak da bu dönemde fiziksel gelişim tamamlanır. Aile ile olan ilişkilerde çatışmalar azalır ve kişisel olgunlaşma artar. Birey, toplumsal hayatta alacağı role hazırlanmış olur.

             ‘’Ailelerin ergenlik dönemlerinde çocuklarına karşı aşırı otoriter olmaları, ilerleyen dönemlerde görülen psikiyatrik bozuklukların temelini oluşturabilir. Gelişim evresi dediğimiz dilimde, sağlıklı ruhsal, bedensel ve cinsel gelişim göstermeyen bireyler, sonraları şiddet olaylarına karışabilmektedir. Tabi ki, disiplin, kuralcılık ve hayatın sınırlarını öğretmek ebeveynin sorumluluk alanı içerisindedir. Lakin, disiplinde olsa, çocukların sergilemiş olduğu davranışlara karşı olumlu pekiştirme yöntemikullanılıp,dengeli davranışlar sergilemek varken, bilinçsizceolumsuz pekiştirme yönteminin tercih sebebi olması, ergenin evden ve ebeveynden uzaklaşmasına sebebiyet verecektir. Zaten, ebeveyn tarafından, ergenin iç dünyasına sevgi, merhamet, hoşgörü, isar tohumları atılmış ise, bu dönemde makes bulup, onu gönüllü itaate sevk edecektir. Ama tam tersi olduğu zamanda ise çocuk, anne babayı daha görür görmez, kendisini duygusal boşluğa iten hadiseleri ve olayları hatırlayıp, kaçma eğilimi içerisinde olacaktır. Böyle bir durumda anne babaya çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Ebeveyn, hayat dersi veren değil, o hayatı yaşayıp örnek olan kişi olması gerekiyor. Oysaki, Ebeveynin Buyurgan yaklaşımıve ergenle ‘’Sen dili’’ ile konuşmasıözellikle ergenlik döneminde çocuktaki savunma ve inat etme duygusunu tetikliyor. Kendi egosunun tehdit altında olduğunu hisseden ergen, karşılıklı inatlaşmalarla, ebeveynine karşılık veriyor. Bunun için çocuğun esnek düşünmeyi öğrenmesi adına, anne babanın, ‘’Ben dili’’ile konuşup yapıcı tavırlarla tesir etmesi gerekiyor.’’

              Kendi kültürümüzde çok yapılan hatalardan biride, çocuklarımızı kendisini değersiz hissedecek şekilde, bir başka kişi ve kişilerle kıyaslayarak büyütmemizdir. Kıyaslanacak objeler şahıslar değil, sıfatlar ve kavramlar olmalıdır. Ergenin, olumsuzluk ve başarısızlıklarda, şahıslarla kıyas edildiği zaman, haset ve kıskançlık duygusunun şişirilip, başkasına potansiyel zarar verebilecek bireyler haline getirilmesi sağlanmış olur. Çocuğun gelişen kişiliğine ve ruhuna tohum atmak, ondaki düşünce ve kalp dünyasını zenginleştirmekle olur. Varlık alemi içerisinde fertlerden bir fert olan ergen, İlahi isimlerin kendisinde yoğun bir şekilde yansıdığı ayna hükmünde olan kapsamlı bir varlıktır. Bu yüzden, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’ in ,’'Allah'ın ahlakıyla ahlaklanın'’sözüne ittiba edip, beşerilikten kurtulup, kemale doğru yürümelidir. Bu yolculukta örnek bir hayat yaşayan anne babanın rehberliğinin, çocuğa tesir ettiğini ve ileriki dönemlerde onun gelişiminde katkısı olacağını söylemek yersiz olmaz. Bu nedenle ergenlik dönemindeki bir gence, toplumda, arkadaş gruplarında ve ailesinde yalnız olmadığını hissettirirken, özgüveni ve özsaygısını kazanması için yeteri kadar sevgi, saygı, merhamet ve güven verilmelidir ki, hem sıkıntılı olan bu zaman dilimi kolay atlatılsın, hem de dünyanın çözülmesi gereken problemlerine çözüm bulabilecek sağlıklı bireyler yetiştirilebilsin.

Uzman Psikolog Hakan Özbayis

0532 496 0966



1149 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ÇOCUKLUK EVRESİ PSİKOLOJİSİ - 24/08/2015
İnsanın bütün ömrü süresince, dönem dönem meydana gelen değişimleri bize gelişimi açıklar. Evet, insanoğlunun yaşam boyunca gelişimi süreklidir.
HAMİLELİK PSİKOLOJİSİ - 24/08/2015
Anne adayını değerli kılan, fiziksel olarak sağlıklı, düşünsel olarak dupduru, kalben ve ruhen de dipdiri olmasıdır. Bunun için ne kadar gayret gösterse, ne kadar çabalasa yeridir. Yaşadığımız hayat, fazlasıyla buna değer…
PSİKOTERAPİ NEDİR? - 24/08/2015
Bunun içinde meseleye bilimsel yaklaşmalı, terapi sürecine inanıp ciddiye almalı ve bunun için Uzman bir Psikoloğa danışabilmelidir.
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi34
Bugün Toplam397
Toplam Ziyaret244965
Köşe Yazıları
Aile Çift Danışmanı Psikolog Pedagog Atakan Şahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Aile Evlilik Çift Terapisti Fulya Güner 05333738123
OKB’nin Nedenleri..

aile ve çift danışmanı sinem sayışman05057675885
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
İNATÇI ÇOCUKLA BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI

Dr. Ekrem Çulfa Aldatılan Kadın Erkek Danışma Hattı 0544-7243650
"İLİŞKİLERİNİZİ ÖLDÜREN 5 ŞEY:

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

Filiz Gülgör
- HER ÜZÜNTÜ DEPRESYON DEĞİLDİR -

istanbul Psikolojik Danışman Ahmet Töremen 0533 373 81 23
Problemin tanımlanması mı çözülmesi mi ?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
BERTRAND RUSSELL’IN ‘MUTLU OLMA SANATI’ İSİMLİ KİTABINDAN ÇIKARILACAK 6 DERS

istanbul yaşam koçu 05321583555
KADİR ABİ

istanbul Yaşam Koçu Öğrenci Koçu Ayşim Çulfa 0505 767 5885
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

Kişisel gelişim testleri 05057675885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

Psikolog Çocuk Ergen Psikoloğu Çocuk Psikoloji Randevu Telefonu
- ANLAŞILMAK İSTEYEN KADIN NE YAPMALI –

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

Psikolojik Destek 0532 158 35 55
5 Yaş Çocuğu

Psk. Dan. Furkan Çulfa 0544 724 36 50
Okula Gitmenin Psikolojik Olarak Olumlu Katkıları Nelerdir?

Psk. Dnş. İnci Aydın5074410883 çocuk ve evlilik danışmanı
AİLE VE EVLİLİK DANIŞMANLIĞI

Sanal Aldatma Danışma Hattı 0505-7675885
SOSYAL MEDYADA VEYA İNTERNET ORTAMINDA SANAL ALDATMA ARTIYOR MU?

Sosyolog Merve Ege tel 0505 767 5885
İntihar

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS 05057675885
Kendi Varlığını Duyurma Haykırışı: Saldırganlık ve Kızgınlık

Uzman Klinik Psikolog Pedagog Gülten Demirdöven istanbul 0505 767 5885 whatsapp
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

Uzman Psikolog Hakan ÖZBAYİS-0533 373 8123
PSİKOTERAPİ NEDİR?

Uzman Psikolog Hakan ÖZBAYİS 0533 373 8123
Hamilelik Mükemmeldir

YAŞAM KOÇU ÖĞRENCİ KOÇU SİNAN SEYFİ YETKİNER
İSTİFÇİLİK BOZUKLUĞU

Uzman Klinik Psikologlara Danışın

Bayan Psikologlardan Randevu Alın 0216-3476003
Bağımlılıklarınızdan Kurtulun 0505-7675885

Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038
Hava Durumu
Saat
Çocuk Ergen Bireysel ve Aile Terapisti
Çocuk Ergen Bireysel ve Aile Psikologu